NÖRAL TERAPİ İLE MUCİZENİZİ YARATIN / HARİKALARMUTFAĞI.COM.TR

Nöralterapiyi Türkiye’ye getiren, 5. Uluslararası Nöralterapi Kongre ve BNR (Bilimsel Nöralterapi ve Regülasyon Derneği) Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul
bizi nöralterapi konusunda aydınlatacak.

1.     Nöralterapiyi bilmeyenler için kısaca açıklayabilir misiniz?

Nöralterapi lokal anestezilerle yapılan bir tedavi şeklidir. Vücudumuzda 500 bin kilometreye varan bir otonom sinir sistemi bulunur. Bu sinir sisteminin bir yerinde bir aksaklık varsa ve bu aksaklık uzun sürerse bu engelin olduğu organlarda hastalık meydana gelir. Hastalık olması için o organa kan gitmemesi yani oksijen gitmemesi gerekir. Dolayısıyla organ zararlı kimyasalları kendinden uzaklaştıramadığı ve beslenemediği için hastalanır. Nöralterapi yapılan lokal anesteziler ile bu sinir sisteminin kendini resetlemesini sağlayan tedavinin adıdır. En basitinden insanların yaptığı cep telefonu bile açıp kapatmayla
kendini resetleyip düzeltebiliyor. 4,5 milyar yıldır evrim sürecine giren insan bedeni kendini resetleyip tedavi edemez mi?

2.     Nöralterapi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?

Regl düzensizliği, kabızlık, yaşlanma, hamile kalamama, hormonal düzensizlik, ağrı tedavisi, bağırsak ile ilgili tüm şikâyetler, alerji tedavisi, üst solunum yolu hastalıkları kısacası cerrahi gerektirmeyen tüm hastalıklarda kullanılabileceği gibi bireyin hastalanmaması için koruyucu anlamda da kullanılabilir.

3.     Tedavi ne kadar sürer? Kesin çözüm sunar mı?

Nöralterapi her kişi için farklıdır, çünkü herkesin hikâyesi farklıdır. Başlangıç 3 seanstır. Hastanın seanstan sonra 15 dakika dinlenmesi gerekiyor. 1 seans için hastanın gelmesiyle çıkması dahil toplam süre 20-25 dakika. 4. Seansta tedavi öncesi hasta muayene edilir. Şikâyetlerde %50 azalma varsa toplam 6 seansta hasta tedavi olur dersiniz. İyileşme %80 ise tekrar seansa almazsınız, 1 ay ara verirsiniz, kontrole çağırıp iyileşme süresi devamlı mı bakıp ona göre ilerlersiniz. Nöral terapide bir şikayet bitmişse bitmiştir, tekrarlamaz.

4.     Nöralterapiye en son çare mi başvurulur?

Modern tıbbın alternatifi yok. Mevcut olan tıbbın eksikleri var. Onların tamamlanması, desteklenmesi gerekir. Bu da tamamlayıcı ve entegratif tıp ile mümkündür. Günümüzde doktora gelen hastaların %90’ı kronik hasta, sadece ve sadece %10’u akut hasta. Kronikleşmiş hastalıklarda sürekli
ilaç vererek hastalığı iyileştiremezsiniz. İlacın faydası kadar vücutta biriktirdiği yıkım ürünleri de var. Bu da bağırsak florasının bozulması demek. Özellikle
kronikleşmiş hastalıklarda tamamlayıcı ve entegratif tıbba başvurulmalıdır.

5.     Nöralterapinin yan etkisi var mı, kullanılan iğnelerin vb.?

Hastanın kullandığınız ilaca alerjisi olabilir.  İğnenin neden olduğu küçük kanamalar olabilir. Hastaya test yaparak bunu önceden tespit edebiliyoruz. Yan
etkisi ağrı kesicilerden çok çok küçük, etkinliği ise o ağrı kesicilerden çok çok üstünde. Lokal anestezinin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, kanlandırmayı artırdığını biliyoruz. Sorun ilacın dozunda değil, sorunlu bölgeye enjektesiyle alakalı. Nöralterapi fazla enjeksiyon değil, sorunlu bölgeyi bulup minimal enjekte ile en efektif şekilde bozulmuş alanları yeniden düzenleme sanatı.

6.     Nöralterapi migren hastaları için bir kurtarıcı diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Bireye özgü kişisel hikâyesini alıp ağrının neden sonuçlarını bulup zorlamış dokuları tedavi ederek migreni tedavi edebilirsiniz. Yapılan araştırmalara göre migrende %90 iyilik hali sağlanıyor.

7.     Akupunktur ile nöralterapinin farkı nedir?

Akupunktur kuru iğne enjeksiyonudur. Nöralterapi ile akupunktur alanlarına da enjekte ediyoruz. Akupunktur noktalarının nöralterapideki yeri maksimum %5’tir. Akupunkturda bölgenin sempatik sisteminin kendini resetlemesi durumu yok.  Nöralterapi ile hasta bölgenin kanlanması ve çöplerin uzaklaşması sağlanır. Bu akupunktur ile mümkün değil. Dolayısıyla iki farklı disiplin, nöralterapi de başlı başına bir ana bilim adı.

8.     Akupunktur ile zayıflanır mı?

Keşke bu iş bu kadar basit ve kolay olsaydı?
Dünya Sağlık Örgütü son 20 yıldır dünyadaki şişmanlama ve buna bağlı olarak bir sürü hastalığın önlenmesi için milyar dolarlar para harcıyor. Bunun birçok boyutu var. Kişinin metabolizması, sindirim yapısı, bağırsak florası, hormon yapısı, çiğneme alışkanlığı, diş yapısı, vücuttaki mineral ve vitaminlerin
durumu, organların çalışma performansı, kişinin bedensel aktivitesi, kaliteli uyku, stres faktörü gibi. Sadece iştah kapatarak zayıflama olsaydı bu  akupunktura yapılan bir ihanet olurdu. Kilo vermek için dengeli beslenme, bedensel aktivite ve kilo almaya sebep olan faktörleri
ortaya çıkarmak gerekiyor.

9.     Hekimlerin (BNR) Bilimsel Nöralterapi ve Regülasyon Derneği’ne katılımı ve bu konuya ilgileri nasıl?

Dernek 2004 yılında kuruldu. Biz 2 yılda bir uluslararası bir kongre yapıyoruz. Bu yıl 5. kongremizi yaptık ve bu kongreye 300’ün üzerinde hekim katıldı. Bu hekimlerin çoğu yurt dışından gelen akademisyenlerdi. Dolayısıyla Türkiye’de nöralterapi dünyaya öncülük eden bir noktada. Her yıl bir sempozyum yapıyoruz. Bu güne kadar toplam 13 sempozyum yaptık. Bunun dışında 10 yıldır eğitimlerimiz oluyor. Bu eğitimlere ilgi çok. Daha çok fizik tedavi uzmanları, kadın doğum uzmanları, dahiliye uzmanları, nörologlar ve akademisyenler ilgi gösteriyor.

10.  Nöralterapi ile tanık olduğunuz bir mucize oldu mu?

Tıpta mucize yoktur. Ama siz sistemi kilitli yapıları çözdüğünüzde beden mucizeleri yaratır. Yürüyemeyen, el hareketleri bozulmuş 25 yaşında bir Karadenizli hastam vardı. Bu sorunu 13 yaşından sonra başlamış. Türkiye’de gitmediği yer yok. Hastanın hikâyesini aldığımda hastalanmadan 6 ay önce sünnet olduğunu ve felç kalmaktan çok korktuğunu öğrendik. Hastanın sünnet bölgesine yapılan lokal anestezi ile sadece 2 seansta hasta yeniden normal hayata döndü, evlendi, çoluk çocuğa karıştı.

11.  Nöralterapi ve detoks konularını medyada daha çok dile getirip bu konuya dikkat çekmeyi düşündünüz mü?

4 yıl Kanal Türk’te Hayatı Keşfet diye bir sağlık programı yaptım. Türk Tabipler Birliği tarafından peş peşe 3 yıl En Başarılı Sağlık Programı ödülünü kazandı. Sonrasında Sky Türk’te 1 yıl daha sağlık programı yaptım. Ben akademisyenim. Öncelikle tamamlayıcı tıbbı hekimlere kavratma yolunu seçtim. Şu anda 1054 hekime bu mesleği öğrettik. 10 yıl içinde uzman oldular. Ben kendime, hastaların gelmesini değil, benim yetiştirdiğim doğru hekimlere hastaların ulaşmasını hedef koydum.

12.  Nöralterapi bu kadar etkili bir tedavi olmasına rağmen neden yaygın değil?

Türk Tabipler Birliği başta olmak üzere Türk Sağlık Bakanlığı ve üniversiteler bu işi sahiplenmeli ve bunu akademik düzeyde müfredatlarının içine almalı. Çünkü siz nöralterapiyi eğitimin içine alırsanız kontrolsüz kullanılan ilaç limitini azaltmış ve kronik hastalıkların oluşmasını engellemiş olursunuz. Biz Nöralterapi Derneği olarak üstlendiğimiz misyonun gereğinden fazlasını yapıyoruz. Yardımcım Dr. Tijen Acarkan ve derneğin genel sekreteri Dr. Demet Erdoğan’ı özellikle belirtmeden geçemeyeceğim. Hepimiz bu işi yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bu iş Türkiye’de gerçekten zor. Arkamızda sponsor olan herhangi bir firma yok.

13.  Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mıdır?

Detoks konusu diyetisyenlere bile bırakılmayacak kadar önemli bir konudur. Detoksun sadece beslenme ayağı yoktur. Detoks arınmadır. Ama neden arınma, ruhsal boyutta mı, ağır materyallerden mi, zararlı kimyasallardan mı, tuzdan mı, mental yüklenen stresten mi? Bunun tespiti için detaylı bir analiz yapıp onun üzerine ilerlenmelidir. Bir atasözü var Almanlarda “Yarı gerçekler yalanla eştir.” Bir kısmının doğru olması anlatılan hikâyenin doğru olduğu anlamına gelmez. Kişi uzmanım dediği işte yeterince bilgili olmalı, o işin eğitimini almış olmalı, okulunu okumalı. İnsan hayatı o kadar ucuz değil! 30 yaşına kadar bedeninize kiracı olarak davranabilirsiniz ama en geç 30’unda bir evinize ve arabanıza gösterdiğiniz özeni kendi bedeninize gösterin. 30 yaşından sonra o bedenin sahibisiniz. Vücudunuzun verdiği sinyalleri dikkate alıp önlem almazsanız ileride çok daha şiddetli hastalıklarla  karşılaşabilirsiniz.

Bize değerli vaktini ayırıp; sağlıklı yaşam hakkında tüm üyelerimize ve okuyucularımıza verdiği bilgiler ve tavsiyelerden dolayı Prof. Dr. Nazlıkul’a çok teşekkür ederiz.

Hayata ve insanlara karşı benimsediği güzel amacında başarılar…

YAZININ TAM METNİ İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN